Edirne Kent Konseyi

DUYURULAR:

Güncel duyuru yok.



KENT KONSEYİ BASIN TOPLANTISI

25.12.2017
KENT KONSEYİ BASIN TOPLANTISI

Değerli Basın dostları;

Edirne Kent Konseyi olarak gerekmedikçe basın toplantısı yapmıyoruz. Zaten her ay en az iki üç kez yaptığımız çalışmalar nedeniyle siz değerli basın dostlarının da katkısıyla basında göründüğümüz için özel toplantı gereği duymuyoruz.

Ancak son günlerde basında tartışma konusu olan Kent Konseyi nedeniyle bu basın toplantısını yapma gereği duyduk. Çünkü bir açıklama yapmazsak bazı kesimler tarafından duyarsızlıkla veya başka şekillerde değerlendirilebilirdik. Ayrıca bileşenlerimizden, çalışma arkadaşlarımızdan da toplantı önerileri geldi.

Üç günlük dosya yayınlayarak tartışma yaratan ve köşe yazarlarının da Kent Konseyi hakkında yazılar yazılmasını sağlayan öncelikle Ahval Gazetesi’ne teşekkür ederiz. Sonrasında konuyu köşelerine taşıyıp yazılarında, Kent Konseyi olarak anladıklarını yazan Nevser Eraslan Hanıma, Namık Kemal Döleneken, Murat Savaş, Ziya Gökerküçük ve Orkun Akman beylere de teşekkür ederiz. Ayrıca görüş bildiren kentlilerimize, Sayın Belediye Başkanına da teşekkür ederiz.

Kent Konseyleri mevzuatı uzun bir mevzuat değildir. Bunu web sitesinden edinebilirsiniz. Mevzuattan öte Kent Konseyi çağdaş dünyada bir anlamdır. Bu anlam; katılımdır, birlikte olmaktır, kentlilerin hepsinin sözünü duyurmasına olanak sağlamaktır. Merkezi ve yerel iktidarların dışında kalanların duygu ve düşüncelerinden kentin yararlanmasını sağlamaktır.

Kent Konseyleri dünyada da bu amaçla oluşturulmuştur AB normları gereği 2006’da ülkemiz mevzuatına da bu amaçla girmiştir. Elbette dünya ülkelerinde farklı uygulamalar olduğu gibi ülkemiz kentlerinde de farklı uygulamalar vardır. Çağımıza modern çağ deniyor ve bunun önderliğini AB ülkeleri yapıyor. Biz ise buna uyum sağlayarak modernleşmeye çalışıyoruz. Yani yaşamda zorluk yaşayıp sorun çözümü için yasa yapmıyoruz. Bunu yaşayan ileri ülkelerin yasalarını alıp mevzuata koyuyoruz. Ama bunu uygulamak zor geliyor ve duyarlı yurttaşlar bu mevzuatı yaşama geçirmek adına mücadele ediyor. Çünkü ülkemizde kurumsal mevzuatlar ile uygulamalar hep farklı olmuştur. Bizler mevzuatı içselleştirip günlük hayatımızda uygulayamadığımızda mevzuat ağlar! Yani mevzuatların yaşama aktarılmasını hiçbir iktidar istemez bu görev duyarlı yurttaşlarındır.

Kasım ayı toplantısında kentin sivil toplum örgütlerine adeta bir eğitim toplantısı yapmaya çalıştık ama çoğu katılmadı, Belediyeden de kimse gelmemişti. Oysa toplantıda bir kez daha gördük ki yerel idareler (belediye, muhtarlık, valilik birimleri, il genel meclisi, vb.) aldıkları kararları uygulamaya sokmadan önce tüm kentlilerle tartışmak zorundadır, mevzuat böyle. Biz kentliler bunu bildiğimizde, bilmek yetmez bu bilgi üzerinden talep ettiğimizde yetkililer mevzuata uyacaklardır.

Kent Konseyi işte bu bilgi ve bilinci kentlilere aşılamaya çalışmaktadır aslında. Edirne’mizde eleştirel düşünce var, biz buna inanıyoruz. Ama eleştirel düşünebilenlerin bir araya gelip hiçbir çıkar aramadan, bağımsız bir şekilde kente katkı sunma, gönüllü olma arayışları yok. Aslında Kent Konseyleri tam da bunun için vardır. Bu arkadaşlarımızı, dostlarımızı Kent Konseyi olarak örgütleyemiyor isek elbette bu arkadaşlarımız kadar bizlerin de eksiği vardır.

Kent Konseylerinin ana kaynağı Avrupa Kentli Hakları Bildirgesidir. Bunu her yerde bulabilir kentlilerimiz. Önce haklarımızı bilir ve sonra da uygulanması için talep ederiz ki Kent Konseyleri talep organıdır aslında.

Örneğin; Güvenlik içinde yaşama hakkımız var. Kirletilmemiş sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımız var. Ekonomik yaşama katılma veya konut hakkımız var. Dolaşım hakkımız var ki biz tam da bunu talep ediyoruz yıllardır; “Toplu taşım, özel arabalar, yayalar ve bisikletliler gibi tüm yol kullanıcıları arasında, birbirinin hareket kabiliyetini ve dolaşım özgürlüğünü kısıtlamayan uyumlu bir düzenin sağlanması” Sağlık, spor ve dinlence, kültürler arası kaynaşmasının sağlanması, kaliteli mimari ve fiziksel çevre hakkımız var. En önemli katılım hakkımız var. Yerel idareler yaşama, çalışma, seyahat işlevleri ve sosyal aktiviteleri olabildiğince birbiriyle ilintili olmasının sağlanmakla yükümlü, bunu talep etmek hakkımız. Erişilebilir, kapsamlı, kaliteli mal ve hizmet sunumunun yerel yönetim, özel sektör ya da her ikisinin ortaklığıyla sağlanmasını talep etme hakkımız da var.

İşin özü; Kent Konseyleri kentteki hemşerilik ve kentlilik bilincini korumak ve geliştirmenin kurumudur. Merkezi ve yerel iktidarlar siyasi partilerden oluştuğu için siyasidirler. Ama kent konseylerinin siyaseti kent çıkarlarıdır¸ her görüşün bir arada bulunabildiği bir harman yeridir.

Yüzyılların yönetim anlayışlarının sonucunda ortaya çıkan sivil olma, iktidarlardan ayrı olarak özgürleşme 21. Yüzyılın yönetim şeklidir. Sivil olma ise devletten, sermayeden, dini tercihlerden, kişisel veya çevresel çıkarlardan uzak, egemenlik kurma, çevre edinme, basamak olarak görme gibi amaçları gütmeme olarak tanımlanabilir.

Kentimizde 2003 yılında fiili, 2004 Şubat ayında da meşru olarak kurulan Kent Meclisi 2006 yılında çıkarılan mevzuat ile yasal olmuştur. Kent tarihine baktığımızda kentlilerle birlikte birçok şey yapılmıştır. Örneğin; 2005’te sokakta dilenmek zorunda bırakılan çocuklar için çalışmalar yapılmıştır. 2008’de özele devredilmek istenen içme suyuna engel olunmuştur. Belediyemizi büyük yük altına sokan Toplu Ulaşım Sistemi sözleşmesi iptal edilmiş; belediye, dolayısıyla kentlimiz bu yükten kurtarılmıştır. İdarenin birilerine verdiği yeşil alanlara dikilen yapılar geri kazanılmış, yeşili ve doğayı koruyucu bilinç gelişmiştir. Selimiye ve çevresini, tarihi eserleri korumakta farkındalık yaratılmış, 25 Kasım Stadına AVM yapılması şimdilik önlenmiştir.  Kitapçığı incelediğimizde bunları görebiliriz.

Sadece 2017 yılında aylık toplantılarımızda gündeme getirdiğimiz konulara bakarsak Barınak ve kent içindeki hayvanlar (Ocak), atıkların vahşi depolamaya taşınmaması sonrasında oluşacak durum (Ekim), Kent belleği oluşumu, kent tarımının durumu, çocuklarımızı, bisiklet yolları istiyoruz talebi, yerel yönetime katılım… Hepsi kentli hakları ve kent sorunlarını kapsıyor.

Kent Konseyi olarak güçlü bir duruşu sağlayamadığımızdan dolayı engelleyemediğimiz bizce kötü işler de var. Örneğin; Meriç Nehri’nin kanal olması, Üniversite ile kent arasındaki tarımsal araziye yapılan TOKİ konutları, devamında hastane inşaatı ve artık arkası gelecek olan yapılar. Bisikletle ulaşım için yatırım yapılmasını da sağlayamadık.

Duyan var mı? Bizi kentliler duyduğunda ve arttığımızda yetkililer de duyacaktır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.