Edirne Kent Konseyi

DUYURULAR:

Güncel duyuru yok.



EKK; SU OLMAZSA YAŞAM OLMAZ

01.04.2022
EKK; SU OLMAZSA YAŞAM OLMAZ

Dünyadaki canlı yaşamının en temel öğelerinden biri sudur. Günümüzde küresel ısınma ile çevre kirliliği gibi faktörlerden dolayı temiz su kaynaklarına ulaşmak gittikçe zorlaşmaktadır.
1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilan edilen Dünya Su Günü her yıl 22 Mart’ta kutlanmaktadır. Üç yılda bir toplanan ve 2009’da da İstanbul’da düzenlenen Dünya Su Konseyi’nde giderek artan su krizinin, sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini tehdit eden bir olgu olduğu vurgusu yapılmıştır.
Su, insan yaşamı için vazgeçilmezdir. Dünya Sağlık Örgütü’nce 1978 yılında Kazakistan’ın başkenti Alma-Ata’da açıklanan Temel Sağlık Hizmetleri Bildirgesi’nde her insanın temiz ve sağlıklı suya ulaşım hakkı, aynı zamanda devletlerin sunacakları olmazsa olmaz sağlık hizmetlerinden de birisi olarak kabul edilmiştir. Temiz ve sağlıklı suya ulaşımın zorlaşması aynı zamanda çok ciddi bir kamu sağlığı problemidir.
Su beslenmenin de en önemli parçasıdır. Vücudumuzun her fonksiyonu sıvıyla sağlanır ve vücuttaki suyun yüzde 10`unu kaybetmek ciddi sorunlar doğurur. Yüzde 90`ı su olan kan, besinleri hücrelere taşıma ile buradaki atıkları alma işini suyla yerine getirmektedir. Dünya üzerindeki her canlının yaşamını sürdürebilmesi için yeterli suya ulaşması elzemdir.
Gelecekte savaşların su yüzünden olabileceği kurguları yanında düzensiz kullanılan suyun insanlığı su kıtlığına sürüklemesi de olasıdır. Bu nedenle su kullanım kültürümüzü değiştirmemiz gerekmektedir.
Dünyada bulunan tatlı su kaynaklarının neredeyse tamamı yeraltı sularından oluşmaktadır. Bu da ayaklarımızın altında bir çeşit hazinenin bulunduğu anlamına gelmektedir. Yanlış politikalar sonucunda gün geçtikçe etkisini arttıran iklim değişiklikleri yeraltı su kaynaklarını da tehlikeye atmaktadır. Böylesine değerli bir kaynağın yok olmaması ve dünyadaki canlı yaşamının tehlikeye atılmaması için öncelikle sanayileşme politikalarımızın ekoloji kurallarına uygunluğu yanında toplumun da bir an önce yeraltı başta olmak üzere su kaynaklarını koruma konusunda bilinçlenmesi olmazsa olmaz olarak görülmektedir.
Su, tüm canlıların varlığını sürdürmesinde gerekli olan bir maddedir. Bu nedenle tüm canlıların suya ulaşmak doğal hakları olduğu gibi aynı zamanda temel bir insan hakkıdır. Suyun başta insanlar olmak üzere tüm canlılara ulaşılabilir olmasını sağlamak ise devletlerin öncülüğünde tüm insanlığın görevidir.
İklim krizi, savaşlar, pandemi, ekonomik kriz gibi hayatı derinden etkileyen durumlar su ile gıdaya erişimde sorunlar yaratmakta ve bu sorunların sonucundan da en çok yoksul kesimler etkilenmektedir. Giderek artan gıdaya ve suya erişim güçlüğü, aynı zamanda düzensiz göçlere de neden olmaktadır. Ortadoğu’dan, Afrika’dan ülkemize ve buradan da Avrupa’ya yönelik artan ve artmaya devam edeceği görülen göçler bunun somut örnekleri olarak önümüzde durmaktadır.
Dünyada ve ülkemizde; doğaya, insana, çevreye, eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dayanan bir toplumsal yaşamı ancak kısıtlı kaynakların korunması ile eşit paylaşımını sağlayabilir. Bu nedenle suyun geleceğinin planlanması herkesin katılımı ile gerçekleştirilmelidir.
Ülkemizde su kullanımının planlanması ile tarımda vahşi sulamanın önüne geçilmesi ilgili kurumların bu hususta acil yapması gereken işlerin başında gelmektedir.
Yanlış politikalar sonucunda bölgemizin yeraltı suları da her gün daha da derinlere inmektedir. Bunun en önemli sebebinin de; başlıca su kaynağı havzası olan Istranca Dağları’nın eteklerinde taş, kalker ocakları açılması gibi bu bölgede doğal ekosisteme zarar verici yatırımlar olduğu açıkça görülmektedir. Su kaynaklarımızın üzerindeki yanlış projelerin yanında bölge su kaynaklarının doğallığını zorlayarak megakent İstanbul’a taşınması da büyük yanlışlıklar zincirinin bir parçası olarak durmaktadır. Bilim insanlarının uyarılarına göre bu hataların sonucu olarak havzamızdaki tarımsal alanların 50 yıl içerisinde çölleşeceği uyarısı da yapılmaktadır.
2022 yılı Dünya Su Günü’nün teması; ‘Yeraltı Suyu – Görünmeyeni görünür kılmak’ olarak belirlenmiştir. Belirlenen bu tema ile yeraltı suyu, su ve temizlik sistemleri, tarım, sanayi, ekosistemler ve iklim değişikliği gibi konularla çevresel, sosyal ve kültürel olarak insanların suya verdiği öneme vurgu yapılmaktadır.
En büyük zenginliğimiz ve yaşam kaynağımız olan su tüm canlıların ortak malıdır ve ticari meta olarak değerlendirilmesi düşünülemez. Bu nedenle kamu kurumlarının suya bu pencereden bakması ve suyu ticari bir üründen ziyade hava gibi bir yaşam kaynağı olarak düşünmesi zorunlu bulunmaktadır. Özellikle gelişme çağındaki çocuklarımızın okuduğu okullarda suya ücretsiz ve sağlıklı bir şekilde ulaşımı sağlamak kamu idarecilerinin en önemli görevlerinden biri olarak durmaktadır.
Sınırlı bir kaynak olan suyun idareli kullanımını sağlamak da kamu kurumlarının görevidir. Bu nedenle hanelerde su tüketiminin kontrollü olmasını sağlamak zorunlu bulunmaktadır. Bir ailenin ihtiyacı için zorunlu olan suyun düşük bir bedelden ücretlendirilmesi, bu miktarı aşan kullanımların ise bedelinin daha yüksek olması gibi tasarruf amaçlı planlamalar yapmak yerel idarelerin en önemli görevlerinden biridir.
Ayrıca tatlı su kaynaklarının üçte ikisinden fazlasının bilinçsizce kullanıldığı tarımsal sulamada üreticilerimizin vahşi sulamadan vazgeçmesini sağlamak da ilgili kurumların sorumluluğudur.
Biz Edirne Kent Konseyi olarak Dünya Su Günü’nde kamu kurumlarımıza görevlerinin önemini ve yapmaları gerekenleri anımsatırken kentin paydaşlarının da suyun değerini bilmelerini ve tasarruflu kullanmalarını anımsatmak isteriz. Bilmeliyiz ki su olmazsa yaşam olmaz ve yaşayabilmemiz için gerekli olan su her geçen gün azalmaktadır.

Edirne Kent Konseyi
22.03.2022

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.