Edirne Kent Konseyi

DUYURULAR:

Güncel duyuru yok.



“EDİRNE BASINI; SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ” TOPLANTI NOTLARI

04.03.2018
“EDİRNE BASINI; SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ” TOPLANTI NOTLARI

Edirne Kent Konseyi Basın Çalışma Grubu öncülüğünde düzenlenen ‘Edirne Basını; Sorunları ve Çözüm Önerileri’ başlıklı toplantı yapıldı. Belediye eski nikâh salonunda yapılan toplantıda salon doldu. Ancak davet edilen resmi kurumların katılmaması dikkat çekti.

Toplantıya davet edilen Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Basın-yayın Enformasyon Müdürlüğü ile Basın İlan Kurumu Şube Müdürlüğü’nün toplantıya katılmadığı görüldü. Katılanlar bu duruma tepki gösterdi ve kınadılar.

Toplantıyı Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük açarak herkese hoş geldiniz dedi ve bu toplantının yapılış sürecini açıkladı. Demokrasilerde Yasama, Yürütme, Yargı’dan sonra dördüncü güç olan basının özellikle Hitler’in Propaganda Bakanı P. Joseph Goebbels ile birinci güç olduğunun görüldüğünü belirtti. Propaganda ağırlıklı basın kurumları artmış olsa da gazeteciliğin kamusal bir iş olduğunu söyleyen Gökerküçük Edirne basınına bu bağımsızlığından dolayı teşekkür etti.

Gökerküçük; “Tüm kamu ve sermaye kurumları gibi doğa, kent ve yaşam savunucuları olan biz sivil toplum örgütleri de basına değer veririz. Bu değer insanlık tarihin gelişiminde anladığımız anlamdır. Bu nedenle Edirne Kent Konseyi oluştuğu günden beri Edirne Basınının değerli çalışanları sayesinde kente kendini anlatmaya çalışmıştır. Gerçekten duyarlı ve anlamına uygun gazetecilik yapan bir yerel basınımız var, teşekkür ederiz.”

Muhabirleri temsilen konuşma yapan Gökhan Tuzladan aynı zamanda toplantının kolaylaştırıcısı görevini de yaptı. Gökhan Tuzladan gazeteciliğin zaman mefhumu olmadığını, cebinde telsiz elinde kamera ve sırtında bilgisayar ile yedi gün yirmi dört saat çalıştıklarını belirtti. “Cebimizdeki sarı basın kartının geçmişte bir ayrıcalığı vardı ancak bugün bu kalmamıştır” diyen Tuzladan kendisinin ulusal bir televizyon temsilcisi olduğu halde birçok kapının yüzüne kapandığını ve bilgi almada engellerle karşılaştığını belirtti. “Hepimizin eksik yanları var” diyen Tuzladan; gelen bir telefon ile cümlelerimizi değiştirmememiz gerektiğini, daha sık bir araya gelerek anlamlı buluşmalar yapılmasının gazetecileri güçlendireceğini sözlerine ekledi. Tuzladan konuşmasının sonunda; “Bizler başkalarının hak, hukuk ve özgürlüğünü savunurken kendi hak, hukuk ve özgürlüğümüzü savunamaz durumdayız. Yerel basın olarak daha örgütlü olmalıyız” dedi.

Gazete sahiplerinden biri olarak konuşan Hudut Gazetesi sahibi Gönül Uyanıktır gazete yaşatmanın zorluklarını anlattığı konuşmasında muhabirlikten geldiğini ve kendisini gazete sahibi olarak görmediğini, geçmişte 16 çalışanı olduğu halde rahat olduklarının, bugün ise 7 çalışana yeterli ücret veremediğini belirtti. Nezih Demirkent’in “Türkiye’de demokrasinin güçlenmesini isteyenler yerel gazetelere destek vermelidir” sözünü unutamadığını ve bunun mücadelesini verdiğini söyleyen Uyanıktır; bu zorluklara ve baskılara rağmen gazeteciliğe devam etmesini gazetecilik sevdasına bağladı.

Trenin üzerlerine geldiğini ve kendilerini nasıl kurtaracaklarını bilmediklerini belirten Hudut Gazetesi sahibi Gönül Uyanıktır; her şeyin fiyatının arttığı, teknolojinin sürekli geliştiğini belirterek resmi ilan tarifelerinin iki yıldır değişmediğini söyledi. Sosyal medya nedeniyle basının değerinin düştüğü sanılsa da anlık olan sanal medya karşısında kalıcı olan basının etkisinin sanıldığından fazla olduğunu söyleyen Uyanıktır; basın sorunlarının çözümünde devletin yerel basını koruyucu, kollayıcı politikalar üretmesini ve halkın gazete satın almasını önerdi.

Kadın gazeteci olarak konuşan Jale Avyüzen internet nedeniyle gazete okuma sayısının azaldığını, okunan gazetelerin ise popüler konuları sayfalarına taşıyanlar olduğunu söyledi. Sahada kadın gazetecilerin azaldığını ve çalışanların da masa başı görevlere yönlendirildiğini belirten Avyüzen muhabirliğin kadın olarak zor olduğunu ve evlenince aile veya eş baskısı ile sona erdiğini sözlerine ekledi.

Basın Hukuku konusunda bilgiler veren Avukat Can Çavuş, basın emekçilerinin iş kanununa dâhil olmadığını söyledi. Muhabirlerin özgür haber yapma hakkı olsa da bunun üst kademelerde kısıtlanabildiğini belirten Çavuş, demokrasinin dört ayağından biri olan basının diğer ayakları yani Yasama, Yürütme ve Yargı’yı basının denetleme zorunluluğu olduğunu söyledi. Basın işkolunun bedenen ağır işi yaptıklarının yanında en küçük hatadan bile büyük bedeller ödeyebildiğini belirten Çavuş; “basın çalışanlarının haklarını kendileri ve bizler halk olarak yönetenlerden talep etmeliyiz, çünkü onlar bizim sesimiz ve kulağımızdır” dedi.

Ergin Yıldız yasal mevzuat gereği oluşan naylon kadrolardan bahsettiği konuşmasında Basın İlan Kurumu’nun sahada çalışanlara değil sarı basın kartını kıstas almasının yanlış olduğunu belirtti. Naylon kadroların mesleği sıradanlaştırdığını söyleyen Yıldız, denetlemelerin sıradan değil kadroların muhasebesi, haberleri üzerinden yapılmasının yararlı olacağını söyledi.

Olgay Güler sansür konusundaki düşüncelerini anlattığı konuşmasında bazen haber yapamama durumuna geldiklerini söyledi. Bir kurum hakkında olumsuz haber yapıldığında kurumun etik olmasa da ilanlarını kestiğini, bunun da zaten az satan gazeteye zarar verdiğini söyleyen Güler, bir gazeteci olarak bunu kabul edemediklerini belirtti. Kurumların, grupların veya güç odaklarının gazetecilerle bu tür ilişkiler kurabildiklerini belirten Güler halkın gazete alarak sahip çıkmasının bağımsız gazeteciliği koruyacağını söyledi.

Eleştiren ve eleştirilen bir meslekte görev yaptıklarını söyleyen Bekir Tüccar; bilgileri alıp halka aktaran olan kişiler olarak bilgi edinememe sorunları olduğunu belirtti. Bir haber peşinde ilgililere bilgi almaya gittiklerinde ilgilinin bilgisinin olmadığını gördüklerini söyleyerek bazen de birilerine zarar olmasın diye bildiklerini bile yazamaz konuma düşürüldüklerini dile getirdi. Kurumların ilk bilgileri kendilerine ulaştıracak basın yetkililerinin genelde yok olduğunu veya olanların da birçok konuda yetkisiz olduğunu belirten Tüccar kopyala-yapıştır haberciliğini ise okuyucuda ilgi uyandırmadığını ve gazetelerin değerini düşürdüğünü söyledi.

Gazetecilikte en zor konunun ekonomi olduğunu belirterek başlayan Tamer Yavuz, altı ay önce tazminatı ile işten çıkarıldığını ve yeni iş bulana kadar hiçbir kurumun kendisine yardımcı olmadığı gibi arayıp sormadığını söyledi. Basın ile ilgili kurumların kendilerine yardımcı olmadığını söyleyen Yavuz, çalışanların doğru habercilik yapmaya çalıştıklarını ve haklarının da korunması gerektiğini belirtti. Okullarda haber nasıl pazarlanır konulu dersler olmasını öneren Yavuz örgütlenme sağlayıp ekonomimizi ve geleceğimizi güvence altına alacak çalışmalar yapmalıyız diyen Yavuz; yerel basının ulusal ve evrensel anlamda önemli olduğunu söyledi.

Orkun Akman, gazeteciliğin imaj sorunu olduğunu ve bunun da itibarımızı yitirmemek ile düzeleceğini söyledi. Basının dördüncü güç olarak gösterilmesi yanında bu gücün sahici olması için itibarlı olunması gerektiğini belirten Akman, ulusal basının yerlerde süründüğünü ve yerel basının da benzeri duruma sürüklenmeye başladığını söyledi. “Bir yemek alırız, haberi yaptırırız” diyenlere hepimiz karşı olmalıyız diyen Akman, haberlerimizin de bir devamlılığı olmasını, takip edilmesini önerdi. Akman; kendisinin ‘yapılan yol mu yapılmayan yol mu haber olmalıdır’ şeklindeki seçenekte yapılmayan yolun haber yapılarak kamuya yararlı olunacağını Hudut Gazetesinde öğrendiğini belirtti. Akman, mesleklerin itibar sıralamasında yıllar önce ilk beşte olan gazeteciliğin önceki yıl kırkbeşinci sırada olduğunu ve bunu üst seviyelere yükseltmenin de kendilerinin görevi olduğunu söyledi.

Meslekleri dışında bir yaşamları olduğunu belirterek kendilerinin gazeteci Uğur değil arkadaş Uğur kişiliği ile de anılmak istediğini belirten Uğur Akagündüz, tatil yapmak değil tatil hayali bile yapamadıklarını söyledi. Mesleğe âşık olmanın da bu hayalleri engellediğini belirten Akagündüz gazetelerimizle gurur duymanın bile tatil veya özel yaşam alanlarımıza müdahale etmesine olanak yarattıklarını belirtti. İyi gazeteci olmanın iyi insan olmaktan ve mesleği sevmekten geçtiğini belirten Akagündüz, az oldukları için haber peşinde koşmak, haberi yazmak, fotoğraflamak gibi yoğun çalışma ortamından dolayı araştırma haberleri, dosya haberleri yapamadıklarını sözlerine ekledi.

 

Musa Çelik; gazeteciliğin bilgi paylaşımı, bilginin yayılması olduğunu söyleyerek geçmişte gazetelerin değişik dosyalarla okurunu çoğaltma peşinde iken günümüzde okuyan değil izleyen okuyucu nedeniyle sosyal medya baskısına maruz kaldığını belirtti. İlk geldiğinde 150 bin kişilik Edirne’de on gazetenin fazla olduğunu ve yaşamaları için farklı okur kitlesi yarattıklarını sandığını belirten Çelik, böyle olmadığını görünce şaşırdığını söyledi. Gazetelerin patronlar elinde olduğu sürece değersizleşebildiğini belirten Çelik, okuyucunun aptal olmadığını ve her yerde gördüğü haberi okumak için gazete almayacağını sözlerine ekledi.

Katılımcılar da söz alarak görüş ve önerilerini belirtti. Bunlar;

Örgütlenerek ve hem kişi olarak kendinize hem de gazetelerinize değer katılmalı.

Kurumlar basın toplantı saatlerini davet ettikleri saatlerde yapmalı.

Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerinden ödün verilmemeli.

Gazeteciler gününde yönetenlerden gazetecilere söz düşmüyor ama burada biz konuşuyoruz yönetim makamlarında olanlar yok ki bunu aşarak hep bir arada konuşma ortamı yaratılmalı.

Her ay verilen kiralar yüzünden televizyonculuk zor durumda bu kurallar değiştirilmeli.

Basın emekçileri zaman bulabilseler araştırma da yapacaklar ve Edirne Kırmızısı gibi kent ve insan için önemli buluşları da bize kazandıracaklar ki çalışmaları düzenli olarak ayarlanmalı.

Olağanüstü hal zamanlarında olağanmış gibi davranılması basının halk, okuyucu ayağının eksik olmasındandır ki kentli olarak gazetelere destek olunmalı.

Gazetecilik okulu öğrencilerine gazeteler ve muhabirler destek olmalı, doğru yön vermeli.

Kentliler olarak EKK Basın Çalışma Grubu önderliğinde çalışmalara devam edilmeli ve değişik kampanyalarla gazete satışlarının artması; her siteye bir gazete, her işyerine birkaç gazete gibi etkinlikler yapılmalı.

Vergilerimizden kesilen ve yerel basına katkısı olmayan TRT paylarının adil dağıtımı veya kesilmemesi için çalışmalar yapılmalı

Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük; tüm notların alındığını ve birlikte rapor haline getirilip ilgili ve yetkili kurumlara verileceğini söyledi ve teşekkür ederek toplantıyı kapattı.

01.03.2018

Edirne Kent Konseyi

(Basın Çalışma Grubu)

Ziya Gökerküçük

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.