HAYVAN HAKLARI GÜNÜNE DAİR
Bugün, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü. Ancak bizler bu günü umutla, sevinçle kutlamamız gerekirken; derin bir üzüntü, öfke ve çaresizlik içinde karşılıyoruz. Çünkü bir yılı aşkın süredir hayvanların yaşam hakkını yok sayan, ölüm ve acı üreten bu kanlı yasayla ve onun sonuçlarıyla mücadele ediyoruz.
Katliam yasası çıktığından beri barınaklarda sayısız acıya şahit olduk, yasımız da öfkemiz de çok büyük ve maalesef her gün bunlara yenisi ekleniyor. Bu yasadan daha da cesaret alan katillerin, tecavüzcülerin hayvanlara şiddet uyguladığını, işkence ettiğini, öldürdüğünü ve bunlardan ceza almadan sokaklarda dolaştığını görüyoruz. Sokaklar bu katiller, tecavüzcüler özgürce dolaştığı için güvensiz; köpekler yüzyıllardır olduğu gibi özgürce bizimle yaşadığı için değil. Her gün kadınların erkekler tarafından öldürüldüğünü, şiddete, tacize, tecavüze maruz kaldığını öğreniyoruz. Sokaklar bu katiller, tecavüzcüler özgürce dolaştığı için güvensiz; köpekler özgür bir şekilde dolaştığı için değil. Sokaklar çocuklara yönelik istismarın üstü örtüldüğü, buna ilişkin bütünlüklü politika oluşturulmadığı için güvensiz, sokağımızın köpeği köşe başında uyuduğu için değil. Tüm bu suçluların aramızda gezmesi can güvenliğine tehdit oluşturur; köpeklerle birlikte yaşamamız değil.
Sadece Edirne genelinde, katliam yasası sonrası, resmi kayıtlara göre son bir yılda 5200’den fazla köpek hayatını kaybetti. Hastalıktan, açlıktan, kavgadan, steril olmayan koşullardan… Ve biliyoruz ki kayıtlara bile geçmeyen çok daha fazla ölüm yaşandı. Merkez barınakta mama makinesi kurulmasına rağmen yetişmiş personel eksikliği, atık yemeklerin toplanamaması ve ihmal nedeniyle hayvanlar uzun süre yetersiz beslendi. Mama alım ihalesi yapılmadı; hayvanlar yemek artıklarıyla hayatta kalmaya çalıştı. Hayvan severler ve sivil toplum örgütleri canla başla destek verdi, en son valiliğin mama alımıyla şimdilik açlık sorunu hafifledi.
Ama bugün barınakta uyuz hastalığı kol geziyor. Sağlıklı köpekler, hasta hayvanlarla aynı ortama konmak zorunda bırakılıyor ve ölüm zinciri büyüyor. Valilik, hayvanların tedavi ve bakımına değil, sadece “toplama sayısına” odaklanıyor. Ehil olmayan personellerin sokaktan yavru, yaşlı, hasta demeden hayvanları uyuşturucu iğneyle toplaması, bu ölümleri daha da artırıyor. Kısa sürede öleceğini bilerek yavru köpeklerin barınağa girişini izlemek dayanılmaz acılar doğuruyor.
Biz bir arada yaşamak isteyen milyonlarız ve sokak hayvanlarından vazgeçmiyoruz. Şiddet ve katliam içeren bu politikaların parçası olmayacağız.
Buradan Sayın Valimize sesleniyoruz, toplamaları durdurun.
Personel desteğini “toplama” için değil; tedavi, kısırlaştırma ve hastalıklarla mücadele için verin. Tüm bu koşullar düzeltilmeden hayvanların nakledileceği yer, bir yaşam alanı olmaktan ziyade, ölüm kampı olmaya mahkumdur.
Yasa 2028’e kadar süre tanıyor. Bu süreyi katliamla değil, hayvan refahını gözeterek değerlendirin.
Edirne halkına sesleniyoruz:
Barınak zaten kapasitesinin çok üzerinde hayvanla baş etmeye çalışıyor. Barınaklar kalıcı yaşam alanı değil, geçici bakım evleridir. Sahiplendiğiniz canların sorumluluğunu alın; bakamayacaksanız barınağa terk etmek yerine güvenilir ellere sahiplendirin. Barınakta kırık tedavisinin ve birçok hastalığın tedavisinin yapılmadığını bilin. Unutmayın “Tedavi edilir” ümidiyle bıraktığınız hayvanların sonu ölüm olmaktadır.

Bugün 4 Ekim. Hayvanları koruma günü. Bizler katliamı değil, yaşamı savunuyoruz.
Çünkü yaşamak tüm canlıların hakkı ve birlikte mutlu bir yaşam mümkün.
Gözde Yetişkin
EKK Hayvan Hakları Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı
04.10.2025
Henüz yorum yapılmamış.