Edirne Kent Konseyi

DUYURULAR:

Güncel duyuru yok.



284 GÜN SONRA SON ETKİNLİK

09.05.2025
284 GÜN SONRA SON ETKİNLİK

284 GÜN SONRA SON ETKİNLİK

Basına ve Kamuoyuna,
Anayasa Mahkemesi, tam 266 gün sonra, yani yaklaşık 9 ay sonra, on milyonların gözünün kulağının üzerinde olduğu katliam yasasının iptali talebini, ne yazık ki bugüne dek yaşanan tüm katliamlara gözünü kapatarak karara bağladı. Bu süreçte hayvanlar her gün işkenceyle toplanmaya ve katledilmeye devam etti. Erzincan’da, Konya’da, Gebze’de, Ümraniye’de, İğneada’da, Osmaniye’de, Düzce’de, Mamak’ta, Altındağ’da, Silivri’de, Uzunköprü’de ve daha birçok yerde çok sayıda hayvan katledildi. Kediler ve köpekler işkence gördü, diri diri toprağa gömüldü, zehirlendi, çukurlara atıldı, canlıyken poşetlere konularak öldürüldü. Kayda alınamayan nice kötü muamele ve işkence sonucu her gün hayvan dostlarımız can verdi. Bu kanlı yasa kabul edildiğinden beri kaçıncı katliama şahit olduğumuzu sayamaz olduk. Ülkenin birçok şehrinden, insanın kanını donduran toplu katliam haberleri hız kesmeden gelmeye devam etti.
Şiddeti yasal bir düzen haline getiren bu uygulamayla, toplum içinde beklenmedik düzeyde şiddet eylemleri baş gösterdi. Gerek bazı belediyelerin personelleri gerekse yasadan cesaret alan kişiler hayvanlara eziyet ederek onları öldürdü; il özel idare yetkileri olmadığı halde sokaklarda toplama yaptı.
İçişleri Bakanlığı talimat verdi, belediyeler hayvan toplama yarışına girdi. “Sahipsiz” dedikleri köpeklerin sağlık kuruluşlarının çevresinde olmasına bile tahammül edemediler. Sağlık Bakanlığı, 81 ile yazı gönderdi. Sanki Sağlık Bakanlığı’nın ciddiyetle ilgilenmesi gereken yenidoğan çetesi, sağlık çalışanlarına şiddet, aylar süren randevu sorunları, beş dakikaya sıkıştırılan muayeneler, SGK’nın karşılamadığı ilaçlar ve diğer birçok ciddi mesele yokmuş gibi…

Burada da köpeğe nefreti körüklemek için alan yaratıldı, suni gündemler devşirildi.
Hayvan hakkı savunucularının silahla tehdit edildiğine dair endişe verici bilgi ve görüntüler paylaşıldı. Eline silah alıp kendi “adaletini” sağlama iddiasında olan tehlikeli gruplar ortaya çıktı. Toplumda şiddeti besleyen bu uygulamalar, Necla teyze ve Şevket abi gibi hayvanseverleri de hedef haline getirdi. Sokakları güvensiz hâle getirip, gerçek tehlike olan suç kayıtlı bireyler yerine, köpekleri hedef gösterdiler. Güvenli Sokaklar Derneği gibi örgütlü kötülük yapıları kapatılmadı. Bazı medya kuruluşları ise, köpeklerle olan dostane etkileşimleri çarpıtarak yalan haberleri arşa çıkardı. Devlet, dezenformasyon yasasına rağmen bu asılsız haberlerin yayılmasına göz yumdu.
Katliam yasasını çıkaran AKP-MHP bloku olsa da sözümona karşı çıkan CHP, yasa çıktıktan sonra kamuoyu baskısı karşısında “hiçbir belediyemizde bu yasayı uygulamayacağız” dediği hâlde, dik duramadı. Belediyeleri eliyle bu yasayı uygulamaya başladı; hayvanları topladı, barınaklara hapsetti.
“Katliam yapmıyoruz” diyerek bizleri kandırabileceklerini sandılar. Oysa barınakların ölüm kampına dönüştüğünü her fırsatta haykırdık.
Şehrimizde de “Ben hukukçuyum, yasanın gereğini yaparım” diyerek yola çıkan belediye başkanı, artan toplamalar karşısında bu yükün altından kalkamayacağını anladı. Ancak valilik baskısına boyun eğmeye devam etti. Barınak, kapasitesinin çok üzerine çıkmasına ve yasa 2028’e kadar süre tanımasına rağmen, il özel idaresinin valilik emriyle yaptığı toplamaları durduramadı. Barınağa toplanan yavru köpekler karantinaya alınmadan bir araya konduğu için, bir hafta geçmeden salgın hastalıklar yüzünden can verdiler. Toplu kafeslerde üst üste yaşamaya çalışan canlar, sadece güçlü olanların yiyeceğe ulaşabildiği bir düzende, açlıktan, yetersiz beslenmeden ve aralarında çıkan kavgalardan dolayı öldü. Soğukta ıslak betonlarda yaşamaya mahkûm edilen köpeklerimize sıcaklar geldiğinde bile sevinemedik; çünkü “yaşam alanı” yapmakla yükümlü olan belediye, o alanların üstüne bir tente dahi kuramadı.
Aylardır görüyoruz: Sistemli ve bilinçli şekilde hayvanlara olan nefret körüklendi. Yalan yanlış haberlerle insanlar sokaktaki kedilere, köpeklere düşman edilmeye çalışıldı. Çocuklarla köpekler arasında seçim yapmamız gerekiyormuş gibi sahte ikilikler yaratıldı. Sanki çocukları tehdit eden, canını yakan, onların geleceğini karartan, bizzat kendilerinin yarattığı istismar, şiddet, açlık ve yoksulluk değil hayvanlarmış gibi intikam alırcasına bu kanlı yasa çıkarıldı ve şimdi de AYM tarafından onandı!
Evet, AYM üyeleri bu kanlı yasayı iptal edebilirlerdi. Hayvanları bu bitmeyen şiddetten, işkencelerden, hapis hayatından kurtarabilirlerdi. Biz insanları da bu utançtan azat edebilirlerdi. Bu yasa yürürlüğe girdiğinden beri geçen 283 gün, yaşanan katliamların sadece birer prova olduğunu açıkça gösterdi. AYM, yaşamdan ve vicdandan yana karar alma fırsatını elinin tersiyle itti ve tarihimize, yaşam hakkı açısından bir kara leke daha sürdü. Vicdanlı insanların çığlıkları, masum hayvanların acısı bile bu utanç verici kararı engelleyemedi.
Sadece Edirne’de bizler 284 günde 12 binden fazla imza toplayıp yetkililere ilettik. Ülkenin dört bir yanından yükselen yasa karşıtı çığlıklara kulaklarını tıkadılar.
Ama biz, yaşam hakkı savunucuları olarak, tüm bu kötülüklere ve kanlı yasanıza rağmen masumların yaşamını savunmaya devam edeceğiz. Kuracağınız sözüm ona yaşam alanlarında canlarımızı yalnız bırakmayacağız. Üzgünüz, öfkeliyiz; ama umutsuz değiliz. Bu ülkenin vicdanı henüz ölmedi. Ve biz, bu vicdanı her gün yeniden ayağa kaldıracağız. Çünkü yaşamı savunmak, onurumuzdur.

07.05.2025
EKK Hayvan Hakları Çalışma Grubu
Esen Öcel

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.